Türkiye'de uzun yıllardır devam eden ve on binlerce insanın hayatını kaybetmesine neden olan şiddet sarmalında tarihi bir dönemeç yaşanıyor. Yaklaşık 47 yıldır faaliyet gösteren PKK, 5-7 Mayıs tarihleri arasında gerçekleştirdiği 12. Kongresi'nin ardından kendini feshettiğini ve silahlı mücadeleyi sonlandırdığını resmi olarak açıkladı. Bu gelişme, "Terörsüz Türkiye" hedefi doğrultusunda atılan önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
Örgütün Kendi Açıklaması: "Tarihi Misyon Sonlandı"
PKK tarafından yapılan ve kongre sonuç bildirgesi olarak yayımlanan açıklamada, örgütün "tarihi misyonunu tamamladığı" ve bu değerlendirme ışığında PKK adıyla yürütülen tüm çalışmaların sonlandırıldığı belirtildi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi: "PKK 12. Kongresi, PKK’nin örgütsel yapısının feshedilmesi ve silahlı mücadele yöntemini sonlandırması kararlarını alarak PKK adıyla yürütülen çalışmaları sonlandırdı." Bu karar, örgütün silahlı faaliyetlerine son verdiğini net bir şekilde ortaya koyuyor.
Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne Çağrı ve Barış Süreci Vurgusu
Yapılan açıklamada, alınan fesih ve silah bırakma kararının, kalıcı bir barışa ve demokratik bir çözüme ulaşılması için güçlü bir zemin oluşturduğu vurgulandı. Bu noktada Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne (TBMM) önemli bir rol düştüğünün altı çizilerek, "Bu aşamada Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin tarihi sorumlulukla rolünü oynaması önemli olmaktadır. Herkesi barış sürecine katılmaya çağırıyoruz" denildi. Bu çağrı, sürecin siyasi bir zeminde ilerlemesi beklentisini de beraberinde getiriyor.
Kararın Arka Planı ve Gelişmeler
PKK'nın kendini feshetme ve silah bırakma kararına giden süreçte bazı önemli gelişmeler yaşanmıştı. Örgüt, 5-7 Mayıs tarihlerinde toplandığı duyurulan kongresinde "tarihi bir karar" alındığını daha önce sinyalini vermişti.
Bu sürecin fitilini ateşleyen önemli bir adım, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin 22 Ekim 2024 tarihinde yaptığı çağrı olarak gösteriliyor. Bahçeli, partisinin grup toplantısında, Abdullah Öcalan'ın tecridinin kaldırılması durumunda TBMM'de DEM Parti grup toplantısında konuşarak terörün bittiğini ve örgütün lağvedildiğini ilan etmesi halinde, "umut hakkı"nın kullanımıyla ilgili yasal düzenlemelerin önünün açılabileceğini belirtmişti.
Bu çağrının ardından, DEM Parti ile İmralı'da tutuklu bulunan Abdullah Öcalan arasında görüşmeler yapıldığı kamuoyuna yansımıştı. Nitekim 27 Şubat 2025 tarihinde Abdullah Öcalan'ın, "Silah bırakma çağrısında bulunuyor ve bu çağrının tarihi sorumluluğunu üstleniyorum" şeklindeki mesajı kamuoyuyla paylaşılmıştı. Bu mesaj, mevcut fesih ve silah bırakma kararının önemli bir habercisi olarak yorumlanmıştı.
Abdullah Öcalan'ın Rolüne İlişkin İddialar
Sürecin bundan sonraki aşamalarına ilişkin çeşitli iddialar da gündeme geliyor. Türkiye gazetesi Yayın Koordinatörü Yücel Koç'un TGRT Haber'de katıldığı bir programda paylaştığı bilgilere göre, Abdullah Öcalan'ın süreçte "doğrudan daha fazla inisiyatif alacağı" öne sürülüyor. Koç, "Aldığımız bilgiye göre fesih işi tamam. Bundan sonraki süreçte bir toplantı daha yapılacak. Toplantının, bazı şartlar iyileştirilerek yani iletişim imkanları sağlanarak doğrudan İmralı'nın koordinesinde yürütüleceği yönünde bilgiler de var" ifadelerini kullanmıştı. Bu iddialar, Öcalan'ın gelecekteki rolüne dair beklentileri de şekillendiriyor.
PKK'nın 47 yıllık bir geçmişin ardından kendini feshetmesi ve silah bırakması, Türkiye'nin yakın tarihinde bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor. Bu kararın, bölgedeki güvenlik durumu, siyasi dinamikler ve toplumsal barış arayışları üzerinde derin etkileri olması bekleniyor. TBMM'nin ve diğer siyasi aktörlerin bu yeni duruma nasıl yanıt vereceği ve barış sürecinin nasıl şekilleneceği önümüzdeki günlerde netlik kazanacak. Tarafların atacağı adımlar, Türkiye'nin geleceği açısından kritik öneme sahip olacak.
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.